DEVAM: 77- AZİZ VE
CELİL OLAN ALLAH'IN: "ANDOLSUN Kİ ONU DİĞER BİR İNİŞİNDE DE
GÖRMÜŞTÜ." (NECM, 13) BUYRUĞUNUN ANLAMI VE NEBİ (S.A.V.) İSRA GECESİ
RABBİNİ GÖRDÜ MÜ BABI
287- (177) حدثني
زهير بن حرب.
حدثنا
إسماعيل بن
إبراهيم عن
داود، عن
الشعبي، عن
مسروق؛ قال:
كنت
متكئا عند
عائشة. فقالت:
يا أبا عائشة!
ثلاث من تكلم
بواحدة منهن
فقد أعظم على
الله الفرية.
قلت: ما هن؟
قالت: من زعم
أن محمدا صلى
الله عليه
وسلم رأى ربه
فقد أعظم على
الله الفرية.
قال وكنت متكئا
فجلست. فقلت:
يا أم
المؤمنين!
أنظريني ولا تعجليني.
ألم يقل الله
عز وجل: {ولقد
رآه بالأفق المبين}
[81/التكوير/
الآية-23] {ولقد
رآه نزلة
أخرى} [53/النجم/
الآية-13] فقالت:
أنا أول هذه
الأمة سأل عن
ذلك رسول الله
صلى الله عليه
وسلم. فقال:
"إنما هو
جبريل. لم أره على
صورته التي
خلق عليها غير
هاتين
المرتين. رأيته
منهبطا من السماء.
سادا عظم خلقه
ما بين السماء
إلى الأرض"
فقالت: أو لم
تسمع أن الله
يقول: {وما كان
لبشر أن يكلمه
الله إلا وحيا
أو من وراء
حجاب أو يرسل
رسولا فيوحي
بإذنه ما يشاء
إنه علي حكيم}
[42/الشورى/ الآية
51] قالت: ومن زعم
أن رسول الله
صلى الله عليه
وسلم كتم شيئا
من كتاب الله
فقد أعظم على
الله الفرية .
والله يقول:
{يا أيها
الرسول بلغ ما
أنزل إليك من
ربك وإن لم
تفعل فما بلغت
رسالته}
[5/المائدة/
الآية 67] قالت:
ومن زعم أنه
يخبر بما يكون
في غد فقد
أعظم على الله
الفرية. والله
يقول: {قل لا
يعلم من في
السماوات
والأرض الغيب
إلا الله}
[27/النمل/ الآية-65].
[:-438-:] Bana Zuheyr b. Harb rivayet etti. (Dediki): Bize İsmail b.
İbrahim Davud'tan, o da Şa'bi'den, o da Mesruk'tan naklen rivayet etti. Mesruk dedi ki:
Aişe'nin yanında
yaslanmış bulunuyordum. Şöyle dedi: Ey Ebu Aişe üç şeyden birisini kim söylerse
Allah'a büyük bir iftirada bulunmuş olur, dedi. Ben: Hangileridir, dedim. O:
Muhammed'in Rabbini gördüğünü iddia eden bir kimse Allah'a karşı büyük bir
iftirada bulunmuş olur, dedi. (Mesruk) dedi ki: Yaslanmış iken oturdum. Ey
müminlerin annesi, bana bir mühlet ver ve acele etme. Aziz ve Celil Allah:
"Andolsun ki onu apaçık ufukta görmüştür. " (Tekvir, 23); ''Andolsun
ki onu diğer bir inişinde görmüştü." (Necm, 13) buyurmuyor mu, dedim.
Aişe: Bunu Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)' e bu ümmet arasında soran ilk kişi benim. O
şöyle buyurdu, dedi:
"O (sözü edilen kişi)
Cebrail'dir. Onu yalnız bu iki defa yaratıldığı sureti üzere gördüm. Onu
semadan inerken hilkatinin büyüklüğü yer ile gök arasını kapatmış olduğu halde
gördüm." Sonra (Aişe) şöyle devam etti: Sen yüce Allah'ın: "Gözler
onu ihata (idrak) edemez, o ise gözleri kuşatmıştır. O lütuf sahibidir, her
şeyden haberdardır" (En'am, 103) buyruğunu yine: ''Allah bir insanla ancak
vahiy yolu ile konuşur. Ya bir perde arkasından yahut bir elçi gönderip izniyle
dilediğini vahyeder. Şüphesiz o çok yücedir, hikmeti sonsuz olandır."
(Şura, 51) buyruğunu hiç duymadın mı?
(Devamla) dedi ki:
Resulullah (sallallahu a1eyhi ve sellem)'in Allah'ın kitabından bir şeyler
gizlediğini iddia eden kimse de Allah'a pek büyük bir iftirada bulunmuştur.
Halbuki yüce Allah: "Ey Resul, Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer
böyle yapmazsan onun risaletini tebliğ etmemiş olursun. " (Maide, 5/67)
(Ayrıca Aişe) dedi ki:
Kim onun yarın neler olacağını haber verdiğini iddia edecek olursa o da Allah'a
karşı büyük bir iftirada bulunmuş olur; çünkü Allah: "Deki: Göklerde ve
yerde olan/ardan gaybı Allah'tan başka kimse bilmez." (NemI, 65)
buyurmaktadır.2°O
Diğer tahric: Buhari,
4612, 4855, 7380, 7531; Tirmizi, 3068, 3278; Tuhfetu'I-Eşraf, 17613
288 - (177) وحدثنا
محمد بن
المثنى. حدثنا
عبدالوهاب.
حدثنا داود،
بهذا
الإسناد، نحو
حديث ابن
علية. وزاد:
قالت:
ولو
كان محمدا صلى
الله عليه
وسلم كاتما
شيئا مما أنزل
عليه لكتم هذه
الآية: {وإذ
تقول للذي أنعم
الله عليه
وأنعمت عليه
أمسك عليك
زوجك واتق
الله وتخفي في
نفسك ما الله
مبدية وتخشى الناس
والله أحق أن
تخشاه} [33/
الأحزاب/
الآية-37].
[:-439-:] Bize Muhammed b. el-Müsenna da tahdis etti. Bize
Abdulvehhab tahdis etti. Bize Davud bu isnad ile İbn Uleyye'nin hadisi
rivayetine yakın olarak rivayet etti ve şunları ekledi: Aişe dedi ki:
Eğer Muhammed (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) kendisine indirilenlerden bir şey gizlemiş olsaydı şu ayeti
gizlerdi: "Hani sen Allah'ın kendisine nimet verdiği, senin de kendisine
nimet ettiğin kimseye: Zevceni nikahında tut ve Allah'tan kork diyordu.
Allah'ın açığa çıkaracağı şeyi ise içinde gizliyor, insanlardan korkuyordu.
Halbuki Allah'tan korkman daha uygundu." (Ahzab, 37)
289- (177) حدثنا
ابن نمير.
حدثنا أبي.
حدثنا
إسماعيل عن الشعبي،
عن مسروق؛ قال:
سألت
عائشة: هل رأى
محمد صلى الله
عليه وسلم ربه؟
فقالت: سبحان
الله! لقد قف
شعري لما قلت.
وساق الحديث
بقصته. وحديث
داود أتم
وأطول.
[:-440-:] Bize İbni Nümeyr rivayet etti. (Dedi ki): Bize Babam
rivayet etti. Dedi ki: Bize İsmail, Şâbi'den, o da Mesruk'tan naklen rivayet
etti. Mesruk dedi ki:
Aişe'ye: Muhammed
(Sallallahu aleyhi ve Sellem) Rabbini gördü mü diye sordum. O: Subhanallah,
andolsun bu söylediklerinden dolayı tüylerim diken diken oldu, deyip, hadisi
bütünüyle nakletti ama Davud'un hadisi rivayeti daha tam ve daha uzundur.
Tahric bilgisi 438 ile
aynıdır.
290- (177) وحدثنا
ابن نمير.
حدثنا أبو
أسامة. حدثنا
زكرياء عن بن
أشوع، عن
عامر، عن
مسروق؛
قال
قلت لعائشة:
فأين قوله: {ثم
دنا فتدلى
فكان قاب
قوسين أو أدنى
فأوحى إلى
عبده ما أوحى}
[53/النجم/ الآية-9
- 11] قالت: إنما
ذاك جبريل صلى
الله عليه
وسلم. كان
يأتيه في صورة
الرجال. وإنه
أتاه في هذه
المرة في
صورته التي هي
صورته، فسد
أفق السماء.
[:-441-:] Bize yine İbni Numeyr rivayet etti. (Dediki): Bize Ebu
Usarne rivayet etti. (Dediki): Bize Zekeriyya İbni Eşva'dan, o da Âmir'den, o
da Mesruk'tan naklen rivayet etti. Mesruk
dedi ki: Aişe'ye yüce Allah'ın: "Sonra yaklaşıp, sarktı. Böylece iki yay
(boyu) kadar hatta daha da yaklaştı, kuluna vahyettiğini vahyetti." (Necm,
8-11) buyrukları neyi anlatıyor, dedim. O: Orda kastedilen Cebrail
(aleyhisselam)'dır. Ona erkekler suretinde gelirdi, ama burada sözü edilen defa
kendisine asıl suretinde gelmiş ve göğün ufkunu kapatmıştı, dedi.
Diğer tahric: Buhari,
4234; Tuhfetu'l-Eşraf, 17618
DAVUDOĞLU ŞERHİ İÇİN buraya tıklayın
431 – 446 NEVEVİ ŞERHİ
179.sayfada